Powered By Blogger

5 Mayıs 2015 Salı

Ruslarla Türkleri yakınlaştıran şey ne?

Ruslarla Türkleri yakınlaştıran şey ne?

Ruslarla Türkleri yakınlaştıran şey ne?

Türkiye’de yaşayan Rus psikolog Andrey Kuzmenko, Türkiye’nin en ilginç yanının zıtlıkların bile uyum içinde varolmabilmesi olduğunu söyledi. Sanılanın aksine Türkiye’de anaerkil bir yapı olduğunu ifade eden Kuzmenko, “Rusya ile Türkiye’yi yakınlaştıran şey her iki halkın da psikolojisinin mantığa aykırı olması” dedi.

Uzun yıllardır Türkiye’de yaşayan psikolog Andrey Kuzmenko, RS FM’e konuştu. Rusya’ya ve Türkiye’ye dışarıdan bakabilen ve psikolog kimliğiyle derin gözlemler yapabilen Kuzmenko radyomuza her iki ülke insanına dair ilginç tespitlerini paylaştı. Muhabirimiz Olga Haldız sordu, psikolog Andrey Kuzmenko ortalama bir Türk’ün portresini çizdi, Türk aile yapısının özelliklerini anlattı, Ruslar ve Türkleri yakınlaştıran şeyleri sıraladı.
-Andrey bize hikayenizi anlatır mısınız? Türkiye’ye ne zaman geldiniz?
Çok uzun süre önce geldim. Sanırım on yılı geçti. O zaman daha çok gençtim. Burada doğmamış olmama rağmen Türkiye benim “birinci vatanım” diyebilirim. Bu ülke bana çok şey kazandırdı. Ben Ukrayna’nın Rusya sınırının hemen yakınında bulunan Mariupol şehrinde doğdum. Kiev’de Taras Şevçenko Üniversitesinde psikoloji bölümünden mezun oldum. Uzman psikolog ve psikoloji eğitimcisi kariyerim böylece başlamış oldu.
-Türkiye’de yaşarken aynı zamanda mesleğinizi de icra ediyorsunuz… Peki nerede çalışıyorsunuz? Psikolojik destek verdiğiniz kişiler daha çok Ruslar mı yoksa Türkler mi?
Aslına bakarsanız Türkiye’de mesleğim ile ilgili çalışmalara başlayalı henüz bir yıl bile geçmedi. Bunun için uzun süre hazırlandım. Şu anda özel bir şirkette çalışıyorum ve aynı zamanda özel muayenehanemde de hizmet veriyorum. Ağırlıklı olarak Ruslarla çalışıyorum.
-Türk hastalarınızda gözlemlediğiniz birtakım ortak problemler var mı? Yoksa herkesin sorunu kendisine has mı?
İster Türkiye’de yaşayın, ister ABD ya da Fransa’da yaşayın en yaygın ve göz çarpan sorunlardan biri içine kapalı olma meselesi. Türkiye’de buna bir de din faktörü ekleniyor.
-Türkiye’ye bakış açınız nasıl?
Benim için Türkiye her şeyden önce çok ama çok ilginç bir ülke... Her gün evimden ya da işyerimden çıktığımda şehirde dolaşırken o ana kadar bilmediğim sıra dışı bir takım şeylerle karşılaşabiliyorum. Ama bence Türkiye’nin en ilginç tarafı, burada zıtlıkların uyum içinde varlık gösterebiliyor olması... Yani bir yandan çok açık ve iletişime çok hazır bir toplum görüyorsunuz. Öbür yandansa doğal bir kapalılık hali de öne çıkıyor. Ayrıca şu da var: Türkiye’de hiç kimse karışmaması gereken işe burnunu sokmaz, girilmemesi gereken yere girmez... Nelerin konuşulabileceği nelerin söz dahi edilemeyeceği konusunda adeta ayarlı bir mekanizma var. Burada duymak istemediğin şeyi duymak ve anlatmak istemediğin şeyi anlatmak için çaba sarf etmiyorsun. Ama mesela Rusya’dayken karşındaki kişi sana içini dökmek istediği için duymak istemediğin şeyleri dahi dinlemek zorunda kaldığın anlar çok sık oluyor. Burada “Nasılsın?” sorusuna sadece “Harika” diyerek cevap verebilirsiniz. Ama Rusya’da aynı soruya “Harika” cevabı verirken sebebini de açıklamalısınız. Eğer cevabınız “Kötü” ise neden kötü olduğunu da aynı şekilde anlatmak zorunda kalırsınız. Türklerse bunu fazla dert etmiyorlar ve bence bu çok büyük bir rahatlık.
-Ortalama bir Türkün psikolojik portresini çizmeyi deneyelim mi?
Türklere has özelliklerden biri, dış veya iç çalkantılarına rağmen yaşamdan zevk almaya devam edebilmeleri... Sorun teşkil eden bir durum içinde olsalar dahi bunu büyük bir problem haline getirmiyorlar. Belki de olayı içten yaşıyorlar, ancak üzüntülerini açık bir şekilde dışarıya vurmuyorlar. Diğer bir göze çarpan özellikleri de şu: Türkler ilk bakışta yüzeysel görünüyorlar ama bu yüzeyselliğin altında bir derinlik ve ağırbaşlılık gizli... Bunların dışında özellikle Türk erkeklerinde bir parça egoizm ve benmerkezcilik görülüyor. Ancak bu yine yüzeysel bir yargı… Çünkü erkeklerin bu “kral benim” durumu başka insanlarla iç içe olduklarında ortaya çıkıyor. Türkiye’de görünürde ataerkil bir düzen var. Ama bir de Türk ailesinin içine girmeye çalışın; orada böyle bir yapının olmadığını ve olamayacağını göreceksiniz. Tam tersine net bir anaerkil düzen var ve bu düzen içinde anne; oğlunun, gelininin ve hatta kocasının lafını ağızına tıkabilecek güçte...
-Şimdi Rusya ile Türkiye’ye gelelim... Bu iki ülkeyi yakınlaştıran şeyler nedir?
Bizi yakınlaştıran şey, psikolojimizin mantığa aykırı olması... Mantığa aykırı düşünen iki halk, birbirini daha kolay anlayabiliyor. Türk olan üvey babam bana çok ilginç bir şey anlatmıştı. Rusların ve Türklerin, akıl almaz derecede tembel iki halk olduğunu söyledi. Fakat aralarında şöyle bir fark var: Ruslar önce üşenip, daha sonra bir şeyi 10 kez yeniden yapmak zorunda kalıyor. Türkler ise daha sonra 10 kez yeniden yapmak zorunda kalmamak için her şeyi ilkinde düzgün yapıyor. Tabii eğer klasik psikoloji açısından bakılırsa, insanoğlu aslında birbirinden çok farklı değil. Türklerin, Rusların ya da Afrika’da kabileler halinde yaşayan insanların yaşadığı sorunlar sonuçta hep aynı... Ve bu sorunlar, dünyanın neresinde psikolog olursan ol, her yerde aynı şekilde çözülüyor
Tamamını oku: http://tr.sputniknews.com/rsfmradio.com/2012_12_14/Ruslarla-Turkleri-yakinlastiran-sey-ne/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder